Memur Davalarına Bakan Avukat
Memur davalarına bakan avukatların açmış oldukları davalar kamu davalarıdır. Kamu davaları dediğimiz tabir devlet organlarının yapmış olduğu işlemlere karşı açılan davaları ifade etmek için kullanılan ve idare hukuku kapsamında olan işlemlerin iptali için açılan davaları tanımlayan tabirdir. Memur davalarına bakan avukatlar ve açmış olduğu kamu davası; kişinin, kamuda çalışan kamu ajanları diye tanımladığımız memurlar tarafından yapılan işlemlere karşı açtıkları ve idare mahkemelerinin görevli olduğu davalardır. Örneğin kişi memur olmak için başvurduğu ve kazandığı kamu kurumuna atamasının yapılmaması sonrasında memur davalarına bakan avukat ile dava açmak isterse işte bu dava kamu davası niteliğinde olacak ve idarenin özel hukuktan kaynaklanan değil de kamu hukukundan kaynaklanan bir işlemi olduğundan mütevellit davalar idare mahkemesinde açılacaktır. Başka bir örnek verecek olursak, kişi eczane işletiyor ya da özelleştirmeden genel kapsamlı bir örnek verelim kişi bir mekan açacak ve ruhsat için başvuru yapıyor ve belediye çalışma izni ve ruhsatı vermiyor. İşte bu durumda da kamu kurumu tarafından birel işlem dediğimiz ve sadece o ruhsat başvurusunu yapan kişiyi ilgilendiren bir işlem olması dolayısıyla birel işlemlerin iptali için memur davalarına bakan avukatların açacakları davalar kamu davası niteliğinde olacaktır. Başka bir örnek verelim. Kişi memur statüsünde olsun ya da polis, asker de olabilir. Herhangi bir şekilde memuriyetten çıkarma cezası ile tecziye edilmiş kişi de kamu davası olarak idare mahkemesinde iptal davası açacaktır. İşte bütün bunların üst başlığı idare hukukunun konusunu oluşturduğundan dolayı dava açılacağı sırada kendisini avukat ile temsil ettirmek isteyen ve alanında uzman kamu davalarına bakan avukat arayışına giren
kişiler bu avukatlık hizmetlerinden yararlanmak isteyeceklerdir. Burada dikkat edilmesini istediğimiz husus ise avukatların kanunen herhangi bir uzmanlık alanı seçme zorunluluklarının bulunmadığıdır. Ancak bir avukat hangi konuda kendisini yetiştirmek, uzmanlık elde etmek istiyorsa bunda özgürdür. Örneğin; müvekkil çevresi bakımından ve açılan davalar bakımından en çok idare hukuku alanında dava yoğunluğu bulunan bir avukat bu alanda da kendisini geliştirmek istiyorsa tabi ki de yetkinliği artacaktır. Bundan dolayıdır da kamu davalarına bakan avukat olarak adlandırılabilmektedir çevresi bakımından.
Memur Davaları Nelerdir?
Memur davaları her türlü memuriyet ile ilgili konular hakkında kurum ile memur arasındaki ihtilaflı durumların hepsi için açılan davalardır. Yapılan araştırmalara göre, en çok memur davalarına bakan avukat ve açmış oldukları davaları aşağıdaki gibidir;
- Devlet Memurluğundan Çıkarma Davaları,
- Memur disiplin cezalarının iptali davaları,
- Meslekten çıkarma cezası,
- Memur atama davaları,
- Sicil iptal davaları,
- Yoksun kalınan parasal haklara ilişkin davalar,
- Özlük haklarına ilişkin davalar,
- Polis disiplin cezası iptali davası,
- Malullük davaları,
- Güvenlik Soruşturması davası,
- Yüksek Disiplin Kurulu Sözlü Savunma,
- Merkez Disiplin kurulu sözlü savunma,
- Uzman erbaş sözleşme feshi davası,
- Disiplin cezalarının iptali davası,
- Her türlü memuriyete ilişkin kuruma açılacak davalar,
Memur Davalarına Bakan Avukatlar ve İptal Davası
Memur davalarına bakan avukatlar idari işlemin iptali davasında 2577 sayılı kanuna tabi olarak hareket ederler ve davaları bu usul kanununa göre takip etmelidirler. Memur davalarına bakan avukatların idari işlemin iptali davasında ki bu dava tüm kamu kurumlarına karşı açılacak davalarda idare mahkemesinin görevine girmekte olduğundan dolayı işlemin sebep, konu, amaç, yetki ve usul unsurları bakımından eksikliklerini ortaya
çıkartmaktadırlar. İdari işlemin iptali davasında bilinmesi gereken ve dikkat edilmesi şart olan hususların başında tabii ki de zaman aşımı süreleri gelmektedir. Bundan dolayı işlemin tebliğ tarihleri ile özellikle de işleme karşı kuruma itiraz edilmiş ve kurum tarafından süresinde cevap verilmemiş ise takipleri oldukça önemlidir. Tabii ki de bunun haricinde diğer önemli bir husus davanın esası hakkında gerekçeli savunmaların yer alması ve işlemin iptalinin sağlanması bakımından mahkemenin bu konularda ikna edilmesidir.
İptal davasının açılması gereken genel süre, idare mahkemelerinde 60 gün olup vergi mahkemelerinde ise 30 gündür. Belirtmiş olduğumuz süreler kanunen hak düşürücü süre olup zamanaşımı süresi değildir. Unutulmamalıdır ki idari bir işleme karşı açılacak iptal davasında dava açma süresi genel dava açma süreleri olacak ve belirttiğimiz gibi 60 gün olacaktır.
Ancak bir de unutulmaması gereken başka süreler vardır ki onlar da idari yargılama usulü kanununda ayrıksı olarak düzenlenmiş olup idari işlemlerin özellikleri gereği özel yasalarda veya özel maddelerde, genel dava açma zamanlarının haricinde ayrı dava açma zamanları da yer almaktadır. Bu durumda yukarıda yer vermiş olduğumuz genel dava açma zamanlarına değil, idari yargılama usulü kanununda ya da özel kanunlarda özel düzenleme yeri bulmuş olan o özel süre uygulanır. İşte bu durumlarda 60 günlük süre değil tabi ki de kanunda yer alan ayrıksı dava açma süreleri uygulanacaktır.
İdari işlem, kamu idarelerinin kamu hizmetini yerine getirirken kamu yetkisini kullanarak tek taraflı eylemleridir. İptal davasına konu olabilecek idari işlemler aşağıdaki özelliklere sahiptir. İdari işlem, kamu yönetiminin eylemi olmalıdır.
Bir idari işlemin iptal davasına konu olabilmesi için kamu hizmetini gerçekleştirmek amacıyla kurulmuş olması gerekir. Kamu hizmeti, kamu yönetiminin bizzat veya özel hukuk tüzel kişileri aracılığıyla toplumun ortak ve sürekli ihtiyaçlarını karşılamaya yönelik faaliyetleridir.
Kamu idaresinin tek taraflı irade beyanına dayalı bir idari işlem olmalıdır. İdari işlemin en belirgin özelliği, ilgili kişinin talebine bakılmaksızın idarenin tek taraflı iradesi ile ilgilinin hukuki durumunu etkileyebilmesidir.
Bir idari işlemin iptal davasına konu olabilmesi için gereken en önemli özellik, “kesin” ve “idari” bir dava olmasıdır.
İdari kurumlar, kanunla açıkça yetki verilmeyen bir idari işlem yapamazlar. İdare hukukunda idarenin “yetersizliği” esas, yetkisi istisna olarak kabul edilmektedir. Yetkisiz bir idari merci tarafından yapılan idari işlemin daha sonra yetkili merci tarafından kabul edilmesi dahi hukuka aykırı idari işlemin hukuka uygun olmasını gerektirmeyecektir. İdari işlemlerin yetki unsuru hakkında hukuka aykırılığı belirlenirken aşağıdaki hususlara dikkat edilmelidir.
Her idari birimin yargı yetkisi bir coğrafi konumla sınırlıdır. İdarenin yetkilendirildiği alanlar dışında işlem yapması mümkün değildir.
Memur Davalarına Bakan Avukatların Yükümlülükleri
Avukatlığın amacı; hukuki münasebetlerin düzenlenmesini, her türlü mesele ve tartışmaların adalet ve hakkaniyete uygun olarak tasarlanmasını ve eğitime tam olarak nasıl kavuşturulacağını kurumlardan yardım almak, yönlendirmeler, resmi ve özel kişiler, kurul ve nezdinde olduklarından. Bu amaçla avukat hukuki bilgi ve tecrübesini adalet hizmetine ve şahıslara kullanabilir, kullanımına tahsis eder.
Yargı organları, kolluk kuvvetleri, diğer kamu kurum ve kuruluşları, kamu iktisadi teşebbüsleri, özel ve kamu bankaları, noterler, sigorta şirketleri ve vakıflar avukatlara görevlerinin ifasında yardımcı olurlar. olmak zorunda. Bu kurumlar, kanunlarındaki özel hükümler saklı kalmak üzere, İncelemesi için gerekli bilgi ve belgeleri sunmakla yükümlüdür. Bu belgelerden örnek vekaletname ibrazına bağlıdır. Bekleyen davalarda duruşma günü yazıyor beklemeden mahkemeden alınabilir.
Hukuk mesleğine kabul edilmek için:
a) Türkiye Cumhuriyeti vatandaşı olmak,
b) Türk hukuk fakültelerinden veya yabancı hukuk fakültelerinden birinden mezun olmak Hukuk Fakültesinden mezun olanlar ile Türk hukuk fakültelerinin programlarına göre eksik olanlar derslerden başarılı bir sınavdan geçmek,
c) Stajını tamamlamış ve staj bitirme belgesini almış olmak,
D) Sicilde baro alanında ikametgahı olmaktır.
Avukatlar, kendilerine emanet edilen veya hem avukatlık görevleri hem de Türkiye Barolar Birliği ve barolardaki görevleri nedeniyle öğrendikleri konular ifşa yasaktır.
Avukatlar yukarıda yazılı durumlar hakkında şahitlik yapabilirler, bu müvekkilinin rızalarına bağlıdır. Ancak bu durumda bile avukat tanıklık etmekte serbesttir geri çekilebilir.